Amaç 7:Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

       İnsanlar doğdukları andan itibaren içinde bulundukları toplum tarafından çeşitli sınıflandırmalara tabi tutulurlar. Bu sınıflandırmaların başında cinsiyet bağlamındaki kadın/erkek sınıflandırması gelmekte ve toplum tarafından bireye çeşitli cinsiyet rolleri yüklenmektedir. Bu doğrultuda bireyler cinsiyet özelliklerine ve cinsiyet rollerine dair algılarını çocukluklarından başlayan bir süreç boyunca çevrelerinin etkisi altında edinmekte ve şekillendirmektedirler [2]. Çocuk gelişiminde önemli bir yere sahip olan masal kitaplarında dahi kadın ve erkeğin toplumsal rollerini görebiliyoruz. Baş kahramanlar masallarda yoğun bir oranla erkektir, baş kahramanın kadın olduğu masallarda ise bir kadının kurtulması için masalın sonunda yine bir erkek figürüne ihtiyacı vardır [8]. İşte gelecek nesillerin temelini oluşturacak olan çocuklarımız bu rolleri benimseyerek büyüyor. Ayrıca kendi çocukluklarında bu tür masallara ve çevresel durumlara maruz kalmış ebeveynler, çocuklarına da cinsiyetlerin renklere, oyuncaklara, aksesuarlara göre sınıflandırılabileceğini öğretiyor. Örneğin erkekler bebeklerle oynamaz, mutfağa girmez, ev işi yapmaz denilerek yetiştirilen bir erkek, yetişkinlik çağına geldiğinde, aslında kendi hayatını idame ettirmek için yapması gereken temel şeyleri kadının bir rolü olarak gördüğü için bu işleri yaparken zorlanıyor. Yine çocukluğundan beri annesini rol model alarak büyüyen onlarca kız çocuğu, kendi yeteneklerinin farkına varamadan, meslek sahibi olma konusunda çekingen davranıyor ve ev hanımlığını tercih ediyor. Masallardaki eylem rollerinin eşitsizliği tablo 1’de açık ve net bir şekilde görülmektedir.

Eylem Kadın Erkek
Gülücük vermek +
Dans etmek + +
Gezintiye çıkmak + +
Büyü yapmak +
Büyü yaptırmak +
Evi terk etmek +
Fedakarlık yapmak +
Okula gitmek +
Bahçeyle ilgilenmek +
Sarayı yönetmek + +
Yemek yapmak +
Etkilemeye çalışmak +
Evlilik teklif etmek +
Gazete okumak +
Evlenmek + +
Taliplerini değerlendirmek +
Kibar görünmek +
Toplam 13+/4- 8+/9-

Tablo.1: Masallarda Eylem Rolleri Dağılımı.

     Toplumsal cinsiyet eşitliği, en temel haklardan birisi olmakla birlikte birçok evrensel beyannamede, ulusal ve uluslararası sözleşmede yer almaktadır. Ancak buna rağmen devletlerin bu temel hakkı sağlamak ve kontrol altında tutabilmek için yapabilecekleri sınırlıdır ve yetersiz kalmaktadır. Kadınların, toplumun dayattığı annelik ve ev hanımlığı rollerinden ayrı olarak kamusal alanda siyasi hakları kazanması ancak demokrasi, insan hakları, eşitlik gibi kavramların gelişmesi sonucunda gerçekleşmiştir [3]. Dünya’da seçme ve seçilme hakkını kadınlara tanıyan ilk koloni (o zaman henüz devlet statüsünde değil) unvanını, 1893’te yaptığı parlamento seçimleriyle Yeni Zelanda taşımaktadır. Türkiye’de ise bu hak Cumhuriyet Dönemi’nde (1934) Mustafa Kemal Atatürk tarafından kadınlara verilmiştir. Suudi Arabistan’da ise bu süreç ne yazık ki 2015 yılına kadar uzanıyor.

    Tarihte, İslam hukukunun dar anlamlandırılmasından kaynaklı, tek erkeğin şahitliği yeterli olurken, kadının şahitliğinin kabulü için ikinci bir şahsın bu ithamı doğrulamasına ihtiyaç duyuluyordu. Günümüzde de bazı toplumlarda, kadının söz hakkına sahip olması, eşinin, abisinin veya babasının onayına bağlı bulunmaktadır. Aynı şekilde temel haklardan birisi olan kadının eğitim alma ve çalışma hakkını yine bir erkek, elinden alabilmektedir.  Kadın olmak her ne kadar bu şartlar altında zor olsa da, kurum veya kişilerce pozitif ayrımcılık yapılması da bir o kadar yanlıştır. Yıllarca televizyon reklamlarında, bazı kurum ve meslek gruplarında kadının çekici doğasından faydalanıp, cinsel obje olarak yansıtılmasından dolayı erkek vatandaşlar bu sektörlerde kendilerine yer bulmakta zorlandılar. Hosteslik, hemşirelik gibi mesleklerde pozitif ayrımcılığa maruz kaldılar. Aynı şekilde kadınlara da polislik askerlik gibi, sahada çalışma görevi ve kas gücü gerektiren mesleklerde yer verilmesi oldukça güç bir durumdu. Günümüzde bu durum hala son bulmuş değil ve eşit işe eşit ücret kavramı bu noktada önem kazanıyor. Dünya ortalamasına göre kadınlar hala erkeklerden %24 daha az maaş alıyor [6].

Tablo.2: Türkiye’de 2015-2017 yılları arasında toplumsal cinsiyet eşitsizliğindeki iyileşme ve kötüleşmenin karşılaştırmalı analizi.

       Dünya’yı ve Türkiye’yi medyatik yönden ele alacak olursak, gazete ve dergiler bir zamanın en popüler kitle iletişim araçlarındandı. Batı dünyasında, 19. ve 20. yüzyıl başlarında bu mecrada ifade özgürlüklerinin kısıtlandığını düşünen kadınlar kendi yayınlarını çıkartıp seslerini bu şekilde duyurmaya çalıştılar. Bu yayınlarda manifesto niteliğinde içerik üreten kadınların gündeminde, eşit işe eşit ücret, kamusal alanda temsil hakkı, seçme ve seçilme hakkı gibi konulara değiniliyordu [1]. Birinci Dalga Feminizm Hareketi bu şekilde başlamış oldu. Toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamaya yönelik olarak olumlu ayrımcılık politikalarının diğer ülkelerde de yaygınlık ve çeşitlilik kazanmasında İkinci Dalga Kadın Hareketinin dinamikleri ile uluslararası örgütler düzeyindeki geliştirilen duyarlılığın büyük rolü olmuştur [7]. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne basın ve ifade özgürlüğü ibaresinin yer almasıyla birlikte, medyanın devlet veya herhangi bir çıkar grubu tarafından denetim altına alınamaması ve basın yayında çok seslilik kavramları önem kazanmıştır. Böylece kamunun haber alma hakkı engellenemez hale gelmiştir. Toplumsal cinsiyet eşitliğini savunma hareketi önündeki bir engel de böylece kalkmıştır. Günümüzde kitle iletişim kanalları oldukça büyük öneme sahipken, haber alma ve toplumsal sorunları çözüme kavuşturmak için farkındalık yaratma konularının büyük bir çoğunluğu artık sosyal medya mecralarında yürütülmektedir. Yaşama hakkı elinden alınan binlerce kadının yanı sıra , cinsel tercihleri yüzünden cinsiyet fark etmeksizin toplumsal dışlanmaya ve hatta hakarete maruz kalan bireylerin, okula gidemeyen ve küçük yaşta evlendirilen kız çocuklarının, eşit sağlık hakkından yoksun bırakılan binlerce vatandaşın sesi sosyal medya kanalları aracılığıyla duyurulmaktadır.  İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde ise bu konuya ilişkin düzenlemeler 4 temel norma dayalı olarak yürütülmektedir[4]:

  1. Eşitlik normu
  2. Ayrımcılık yasağı normu
  3. Temsil normu
  4. Güçlenme normu
Tablo.3:Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Göstergeleri.

Medya alanında güçlenme, eksik temsilin veya olumsuz temsilin söz konusu olduğu ana akım medya içeriklerini dönüştürebilmek ya da alternatif yayıncılık faaliyetleriyle temsilde toplumsal cinsiyet eşitliğini hâkim kılmakla mümkün olabilecektir. Ana akım medyaya nüfuz etmek her dönem zor olduğu için, alternatif yayıncılık aracılığıyla eşit temsil ve ayrımcılık karşıtı bir içerik üretmek, güçlenmenin yollarından biri olarak görülmektedir [5]. Bu konuda sivil toplum kuruluşları ve hak temelli diğer kuruluşlar kayda değer çalışmalar yapmaktadırlar. Bu kuruluşlardan bazıları, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM), TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK), Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK), Kamu Denetçiliği Kurumu’dur (KDK).

       Son birkaç yılda ise demokrasinin temel ilkelerinden olan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” başlığı, Sürdürülebilir Küresel Kalkınma Amaçları arasında beşinci sırada yerini almış bulunmakta. Bu bağlamda Küresel Amaçlar’ın bizlere sunduğu çözüm önerileri ise şu şekildedir:

5.1. Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik her türlü ayrımcılığın her yerde sona erdirilmesi.

 

5.2. Kamu alanları ve özel alanlarda, bütün kadınlara ve kız çocuklarına yönelik, insan ticareti, cinsel ve her türlü istismarı da kapsayan şiddetin her türünün ortadan kaldırılması.

5.3Çocuk evliliği, erken yaşta zorla evlendirilme ve kadın sünneti gibi bütün zararlı uygulamaların ortadan kaldırılması.

5.4. Ücretsiz bakım ve ev işlerinin kamu hizmetleri, altyapı ve sosyal koruma politikalarının sağlanması ve hane ve aile içinde sorumluluğun ulusal açıdan uygun bir biçimde paylaşılmasının geliştirilmesi yoluyla tanınması ve değer görmesi.

5.5. Kadınların siyasi, ekonomik ve sosyal hayatın karar verme süreçlerine tam ve etkin bir biçimde katılımlarının ve kadınlara karar verme mekanizmalarında, her düzeyde lider olabilmeleri için eşit fırsatlar tanınmasının güvence altına alınması.,

5.6. Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı Eylem Programı, Pekin Eylem Platformu ve bunların gözden geçirme konferansları sonucunda ortaya çıkan konferans çıktılarına uygun olarak cinsel sağlık ve üreme sağlığı haklarına evrensel erişimin sağlanma.

5.a. Kadınların ekonomik kaynaklara ulaşma, toprak ve diğer mülk türlerine sahip olma ve üzerlerinde kontrol kurabilme, finansal hizmetler, miras ve doğal kaynaklara erişimleri gibi konularda ulusal yasalara uygun olarak eşit haklara sahip olmaları için reformlar yapılması.

5.b. Kadınların güçlenmelerinin ilerletilmesi için özellikle bilgi ve iletişim teknolojileri olmak üzere etkinleştirme teknolojisinin kullanımının geliştirilmesi.

5.c. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin ilerletilmesi ve kadınların ve kız çocuklarının her düzeyde güçlenmeleri için sağlam politikaların ve yasal olarak uygulanabilir mevzuatların kabul edilmesi ve güçlendirilmesi.

Kaynaklar:

  1. Belkıs Konan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, The Process Where Turkish Women Earned Political Rights, 2010 türk kadınının siyasi hakları kazanması süreci.pdf
  1. Asmin Kavas, “81 İl İçin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Karnesi”, TEPAV, Mart 2016,Karşılaştırmalarla 81 il için Toplumsal cinsiyet eşitsizliği karnesi.pdf
  1. Yeditepe University,Istanbul,Turkey, Copyright © 2018 Emel Karakuş, Yelkin Diker Coşkun, Esra Mutlu, Istanbul University Journal of Women’s Studies (2018):TOPLUMSAL C__NS__YET E____TL______ A__ISINDAN ____RET__M PROGRAMLARININ __NCELENMES__[#474136]-559860.pdf
  1. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ulusal Eylem Planı 2008-2013, Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Eşleştirme Projesi, Eylül 2008, Ankara kadinin-statusu-gm-toplumsal-cinsiyet-esitligi-ulusal-eylem-plani.pdf
  1. Türkiye’de Katılımcı Demokrasinin Güçlendirilmesi: Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin İzlenmesi Projesi, Medyada Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin İzlenmesi ve Haritalandırılması, Prof. Dr. Seçil Büker:Medyada-Toplumsal-Cinsiyet-Esitligi.pdf
  1. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Neden Önemlidir?, Küresel amaçlar (2015):Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri.pdf
  1. Yıldız Teknik Üniversitesi iktisadi ve idari Bilimler Fakültesi Araştırma Görevlisi, Ece Öztan:Toplumsal cinsiyet Eşitliği politikaları ve Olumlu Ayrımcılık.pdf
  1. Sakarya Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, MA Student, Şeyma Hatice Temellioğlu:Andersen Masalları’nda Toplumsal cinsiyet rolleri.pdf

Denetleyen:Oğuzhan UĞUZ

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir