“İyi düşün, iyi olsun”, “Kötüyü çağırma, başına gelir” gibiifadeleri hepimiz duymuşuzdur. Bu ifadelerin yanı sıra son zamanlarda artan “manifesting teknik ve ritüelleri”, geleceğe yönelik beklentiler oluşturmamıza neden olur. Peki gerçekten ne düşünürsek o mu başımıza gelir? Düşüncelerimiz doğrultusunda yaşantılarımız şekillenebilir mi? İnançlarımız düşünce ve davranışlarımızı yönlendirebilir mi? Bu soruların cevapları, sosyal psikolojinin ilgi alanı olan “Kendini Gerçekleştiren Kehanet” bağlamı üzerinden ele alınabilir:
Kendini Gerçekleştiren Kehanet Nedir?
Kendini gerçekleştiren kehaneti açıklayan psikolojik teoriye göre, insanlar kendi gerçekliklerini ve yaşantılarını kendini gerçekleştirmeye hizmet eden bir kehanet aracılığıyla inşa edebilmektedir [1,2]. Kendini gerçekleştiren kehanet temel beklenti etkisiyle işleyen bir süreçtir. İnsanlar başkalarının beklentilerini karşılayacak şekilde davranma eğilimi göstermektedirler. Örneğin yeni tanıştığımız birinin soğuk biri olduğuna dair bir beklentimiz varsa o kişiye mesafeli davranırız. Bunun sonucunda o kişi de bize mesafeli davranır ve böylece o kişinin soğuk biri olduğuna dair inancımız pekişmiş olur. Böylece kehanet doğrulanır. Merton’a göre kehanetler, beklentilerimizden ayrılamaz bir parça haline gelir ve geleceğimizdeki gelişmeleri etkiler [2,3]. Kendini gerçekleştiren kehanet oldukça yaygın işleyen bir süreçtir. Bu süreç klasik bir deneyle incelenecek olursa:
1973 yılında Rubovits ve Maehr, kendini gerçekleştiren kehanetin kalıp yargılarla ilişkisini temel alan bir deney gerçekleştirdi. Bu amaçla 66 öğretmenin 4’er kişilik öğrenci gruplarına ders vermesi istendi. Her grupta 2 siyah tenli, 2beyaz tenli öğrenci yer aldı. Araştırmacılar öğretmenlerin çocuklara olan davranışlarını kaydetti. Deney sonunda öğretmenlerin, beyaz tenli çocukları daha fazla övdüğü ve teşvik ettiği; siyah tenli çocukları ise daha fazla eleştirdiği sonucuna varıldı [4].
Deney bulguları, öğretmenlerin beyaz tenli öğrencilerin siyah tenli öğrencilere kıyasla daha başarılı olacağı yönündeki önyargılı beklentilerinin, bu öğrencilere yönelik tutum ve davranışlarını da bu beklentiler doğrultusunda biçimlendirdiğini göstermiştir. Kendini gerçekleştiren kehanetin beklentileri doğrulama süreci, bu şekilde işlemektedir. Görüyoruz ki kendini gerçekleştiren kehanet; ayrımcılık, cinsiyet, ırk, etnik köken vb. toplumsal olaylara dair süreçlerde etkisini göstermektedir.
Kendini gerçekleştiren kehanet örneklerden de görülebileceği gibi, beklentilerle doğrudan ilişkili olan bir süreçtir. Kendini gerçekleştiren kehanet, biri hakkındaki beklentilerimizin o kişinin davranışları üzerinde etkili olduğunu göstermektedir. Kendini gerçekleştiren kehanetin bir boyutu “PygmalionEtkisi”dir. Pygmalion etkisi pozitif beklentilerin pozitif sonuçlar doğurmasıdır. Pygmalion etkisi sayesinde başkalarının davranışlarını, hatta kendi davranışlarımızı bile beklentilerimiz sebebiyle değiştirmemiz mümkün olmaktadır. Örneğin; başarısız bir öğrencinin ailesinin, çocuklarına karşı pozitif beklentileri olduğunu düşünelim. Başarısız olan öğrencinin ailesinden aldığı pozitif inanç, destek ve güç sayesinde başarı performası artabilir. Bu durum pygmalion etkisinin bir yansımasıdır. Fakat kendini gerçekleştiren kehanetin karanlık bir tarafı da mevcuttur. Bu olgu “Golem Etkisi” olarak adlandırılmaktadır. Golem etkisi kendini gerçekleştiren kehanetin karanlık yönüdür ve negatif beklentilerin, negatif sonuçlar doğurması anlamına gelmektedir. Örneğin ailesi tarafından az başarı beklenen öğrenci kendini fazla başarı göstermek için zorlamaz, böylece ailesinin beklentileri davranışlarını şekillendirmektedir. Pygmalion ve Golem etkilerinden de gördüğümüz üzere bireyler, kendilerinden beklenenlere göre davranışlarını şekillendirme eğilimindedir [5].
Bu yazı kapsamında, kendini gerçekleştiren kehanetin ne denli güçlü bir etkisi olduğunu ve bu etkinin olası sonuçlarını gözlemleyebiliriz. Beklentilerimizin ve düşüncelerimizin yaratabileceği sonuçlar üzerine farkındalık kazandığımızda, inançlarımızı da pozitif yönde geliştirmemiz gerektiğini unutmamak gerekir.
“Eğer bir şeyi gerçekten istersen, tüm evren onu gerçekleştirmek için iş birliği yapar.” (Paulo Coelho)
Kaynakça
[1]: Jones, E. E. (1986). Interpreting interpersonal behavior: The effects of expectancies. Science, 234(4772), 41-46.
[2]: Madon, S., Guyll, M., Scherr, K. C., Willard, J., Spoth, R., & Vogel, D. L. (2013). The role of the self‐fulfilling prophecy in young adolescents’ responsiveness to a substance use prevention program. Journal of Applied Social Psychology, 43(9), 1784-1798.
[3]: Merton, R. K. (1948). The self-fulfilling prophecy. The antioch review, 8(2), 193-210.
[4]: Madran, H. A. D., & Andaç, H. (2012). Temel beklenti etkisi: Kendini gerçekleştiren kehanet. İçinde: K. Çayır & MA Ceyhan (Ed.), Ayrımcılık: Çok Boyutlu Yaklaşımlar, 29-40.
[5]: Balcı, O. (2024). Kendini Gerçekleştiren Kehanet Kavramını Anlamak. The Journal of Social Sciences, 30(30), 500-510.
Denetmen:


