COVID-19 Hastalığı

Tarih boyunca toplum sağlığını etkileyen, bununla birlikte toplumsal hayatta da değişiklikler yaratan, virüs kaynaklı salgın hastalıklar olmuştur. Günümüzde ise henüz yeni karşılaştığımız Covid-19 hastalığı, 2019-nCoV adı verilen tek zincirli bir RNA virüsünün insanlara bulaşmasıyla oluşur ve aslında çok da uzak tarihte gerçekleşmeyen SARS salgınına (2003) sebep olan SARS-CoV virüsünün yakın bir akrabasıdır. 2019-nCoV ve SARS-CoV gibi RNA genomuna sahip koronavirüsler RNA polimeraz enziminin hata düzeltmemesinden kaynaklı olarak hızlı genetik değişimlere uğrarlar. Bu sebepten dolayı bilim insanlarının bu hastalığa karşı kesin bir tedavi yöntemi bulmaları oldukça zordur. Pandeminin ilk zamanlarında, Dünya Sağlık Örgütü tarafından bu virüsün sebep olduğu hastalığa Covid-19 adı verilirken, SARS-CoV virüsüyle olan benzerliğinden dolayı Uluslararası Virüs Taksonamisi Komitesi (ICTV) tarafından resmi olarak SARS-CoV-2 adı verilmiştir1.

Virüs, 2019’un Aralık ayında ilk olarak Çin’in Wuhan kentinde ilk kez ortaya çıkmış, hızlıca salgın bir hastalık haline gelerek dünyanın dört bir yanına yayılmış ve bunun sonucunda  bir pandemiye yol açmıştır. Önceki yıllarda yapılan çalışmalara göre koronavirüslerin kuşlarda ve memelilerde dolaştığı bilinmektedir. Kesin olarak hangi hayvan türlerinden insanlara bulaştığı bilinmese de yapılan genom analizleri sonucunda; virüsün genomunun yarasaların genomuyla %96 oranında benzerliği belirlenirken başka bir araştırmada ise pangolin adı verilen bir hayvanın genomuyla %99 oranında benzerliğinin belirlenmesi, virüsün büyük olasılıkla yarasalardan veya pangolinlerden ortaya çıktığını göstermektedir2,3.

Çin’de görülen 72.314 vaka üzerine 24 Şubat 2020 tarihinde yayımlanan analizlerin sonuçları şu şekildedir:

  • Vakaların çoğunluğunun 30-79 yaşlarında (%87)olduğu tespit edilirken, %1’inin 10 yaşının altında, %1’inin 10-19 yaşlarında, %8’inin 20-29 yaşlarında ve %3’ünün 80 yaşının üzerinde olduğu tespit edilmiştir.
  • Vakaların % 81’inin hastalığı hafif geçirdiği tespit edilirken, %14’ünün ağır , %5’inin ise kritik durumda geçirdiği tespit edilmiştir.

Hastalığın vaka öldürücülük oranı %2,3 iken bu vakaların %14,8’i 80 yaşının üstünde, %8’i, 70-79 yaşlarında, %49’u ise kritik vakalardır” [1].  

Bu oranların pandeminin ilerleyen zamanlarında ülkelere göre değişiklik gösterdiği belirlenmiştir.

Görsel: Solunum Yolu Viral Enfeksiyonların Epidemiyolojik Karşılaştırılması.

Virüs diğer kuzenlerine göre daha bulaşıcıdır ve kuluçka dönemi de daha uzundur. Bulaşan kişilerde herhangi bir semptom göstermeden, 14 gün içerisinde “kuluçka” evresindeyken damlacık ve solunum yoluyla insandan insana kolayca bulaşabilmektedir. Damlacık ve solunum yoluyla bulaşan bu virüs akciğere yerleşerek burada tahribata yol açmaktadır. Bazı insanlarda ise bağışıklık sisteminin güçlü olması hastalığın daha hafif geçirilmesine sebep olmakta ve virüsün vücutta çeşitli tahribatlar bırakmasına engel olmaktadır Bu sebepten dolayı taşıyıcı olarak hastalığı daha az şiddette geçiren bir hastanın hasta olduğunu farketmeden virüsü diğer insanlara bulaştırma olasılığı çok yüksektir.

Hastalığın başta prodromal (herhangi bir hastalığa özgül olmayan; ateş, başağrısı, iştahsızlık vb.) belirtiler göstermesinin yanında semptomların görülme sıklığı ve şiddeti de kişiden kişiye göre değişmektedir.  En yaygın semptomlar tıpkı soğuk algınlığında da olduğu gibi yüksek ateş, kuru öksürük ve halsizliktir. Daha az görülen diğer semptomlar ise; eklem ve kas ağrıları, nefes darlığı, konjunktivit ( göz nezlesi), koku ve tat alma kaybı, ciltte kızarıklık, el ve ayak parmaklarında renk değişimi gibi semptomlardır. Hastaların büyük bir çoğunluğunun (%80) hastaneye gitmeye gerek kalmadan iyileşebildiği bu pandemi sürecinde gözlemlenmiştir. Ancak yaşlıların ve yüksek tansiyon, diyabet, kanser gibi kronik rahatsızlıkları olan hastaların Covid-19 hastalığını kritik durumda geçirme olasılıkları çok daha yüksektir4.

Salgının ilk haftalarında hastalığın tedavi yöntemleri üzerine birçok bilim insanı çeşitli araştırmalar yapsa da henüz yeni karşılaştığımız bu hastalıkla ilgili net bir başarı elde edilememişti. Ancak ABD’deki ilk Covid-19 vakasına yapılan tedavide aslen Ebola hastalığı için üretilen, SARS ve MERS dahil RNA virüslerine karşı da etkili olan remdisivir adı verilen bir ilaç kullanıldığında hasta ertesi gün büyük ölçüde iyileşme belirtileri göstermiştir. Hastanın, beş gün uygulanan tedavi sonucunda ateşi tamamen düşmüş ve öksürük haricindeki tüm semptomları iyileşmiştir6. Yapılmış resmi bir araştırma bulunmamasına rağmen salgının ilerleyen dönemlerinde hastalara verilen yüksek dozda asetilsistein ilacının hastalığın iyileşmesinde olumlu etkileri olduğu gözlemlenmiştir. Günümüzde ise bir yandan hastalığı iyileştirebilmek için çeşitli tedavi yöntemleri doktorlar tarafından uygulanırken bir yandan da bilim insanları özel bir aşı bulmak için çalışmalarını sürdürmektedirler. Ocak ayında Pasteur Enstitüsü tarafından yayımlanan bir yazıda aşının bulunmasının 20 ayı bulabileceği ilan edilse de her gün yeni bir gelişmeyle uyandığımız bu günlerde aşının ne zaman bulunacağıyla ilgili kesin bir bilgi yoktur5.

Hastalığın kesin bir tedavisi bulunmadığı ve virüsün çeşitli yollar ile bulaşma riski yüksek olduğu için sosyal ilişkilerimizin, temizlik alışkanlıklarımızın değiştiği, kendimizi dışarının güzelliklerinden alıkoyup hayatlarımızı evlerimize sığdırdığımız şu günlerde hepimiz çevremizdeki insanların sağlığını da düşünerek sosyal yaşantımızdan ödün veriyoruz. Hastalığın daha çok yayılmasını önlemek için bu tür fedakarlıklarda bulunmalı ve paniğe de kapılmadan günbegün bilimsel gelişmeleri takip ederek bu salgınla mücadele etmeliyiz.

Kaynaklar:

  1. Cascella, Marco; Rajnik, Micheal; Cuomo, Arturo; Dulebohn, Scott C.; Dİ Napoli, Raffaela. April 6,2020. “ Features, Evaluation and Treatment Coronavirus (Covid-19)” . (May 20,2020)
  2. Wetsman, Nicole. April 29, 2020. “ Everything you need to know about coronavirus”. The Verge. (May 20,2020)
  3. Cyranoski, David. February 7, 2020. “ Did pangolins spread the China coronavirus to people? “. Nature. (May 20, 2020)
  4. https://www.who.int/emergencies/diseases/novel-coronavirus-2019/question-and-answers-hub/q-a-detail/q-a-coronaviruses#:~:text=symptoms (May 24, 2020)
  5. Washington State 2019-nCoV case Invastigation Team. January 31, 2020. “ First Case of 2019 Novel Coronavirus in the United States”. (May 24,2020)
  6.  Reuters. Friday, January 31 2020. “ Pasteur Institute eyes coronavirus vaccine in 2021”.  (May 25,2020)

Görsel Kaynak: https://twitter.com/VirusesImmunity/status/1238475009712160769

Denetleyen: Muhittin KAYA

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir