Hayat devam ederken günler haftalara, haftalar aylara, aylar yıllara karışıyor ve iklimler değişiyor. “İklimler değişiyor” ifadesini lafın gelişi söylemek isterdim ancak ciddi anlamda iklimler değişiyor, mevsimler kayıyor ve doğa tüm güzelliklerini üzerimizden yavaş yavaş çekmeye başlıyor. Su kıtlığı dünyada tüm hızıyla yayılmaya devam ederken, küresel ısınmanın etkileri yüzünden tarım arazileri kuraklaşıyor ve yeryüzü her geçen gün gıda kıtlığı tehlikesine bir adım daha yaklaşıyor. İklim değişikliği küresel bir sorun olarak önemini korurken, bu değişiklik Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nde (BMİDÇS) “uzun süre boyunca iklimde gözlenen doğal değişimler ile doğrudan ya da dolaylı olarak insan faaliyetlerinin neticesinde ortaya çıkan ve küresel atmosferin kompozisyonunu bozan değişiklik” olarak tanımlanmıştır (UNFCCC, 1992). Küresel ortalama sıcaklık ve deniz seviyesinin artması ve kuzey yarımküre mart-nisan kar örtüsünün azalması gözlemlerinden de görüldüğü üzere, iklim sisteminin ısınması su götürmez bir gerçektir. Tablo 1’de bu durum açık bir şekilde gözlemlenmektedir [1].

Küresel bir sorun haline gelen iklim eylemini değiştiren insan faaliyetlerinin başında tarımsal üretim şekillerinin değişmesi, makineleşme, fosil yakıtların kullanımı gelmektedir. Değişen dönem şartları ve sanayileşme sera gazlarının atmosferde birikmesine sebep olmuş ve bu gazlar güneş ışınlarını yansıtıcı etkisi ile yer küre üzerindeki sıcaklığı artırmıştır. Küresel ortalama sıcaklık artışı 1,5°C’ nin altında tutulmadığı sürece tüm yaşam faaliyetleri olumsuz şekilde etkilenmeye devam edecektir. Atmosferin doğal ve özellikle beşeri eksenli oluşum ve müdahaleleriyle birlikte, dengesi bozulan atmosferin iklimsel örüntüleri de dengesizleşmekte ve başta kuraklık, sel, taşkın, tropikal rüzgarlar olmak üzere, doğal dengeyi olumsuz şekilde etkileyecek gelişmelere alan açılmaktadır. Biyolojik açıdan bakacak olursak, iklime adapte olamayan popülasyonların üreme dönemleri kayıyor, mevsiminde, gerekli yerde gerekli besini bulamama sorunu ortaya çıkıyor, göç alanları kısıtlanıyor ve toplu canlı ölümleri çoğalıyor. Bu nedenle insanlar dahil tüm popülasyonların yaşamı tehlike altına giriyor ve denge her geçen gün değişiyor.
Dünya Ekonomik Forumu (WEF)’in yayınladığı 2022 Küresel Riskler Raporu’nda bu konuyla ilgili bazı riskler açıklanmıştır. Bunlardan ilk üçü:
- İklim eylemleri konusunda başarısızlık
- Aşırı hava olayları
- Biyoçeşitlilik kaybı olarak belirlenmiştir [2].
İklim değişikliğine karşı dirençliliğin sağlanmasında ele alınan en önemli stratejiler sera gazı azaltımı ve bu değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı adaptasyon süreçlerini içermektedir. Bu kapsamda özellikle şehirlerde iklim etkilerine karşı etki, etkilenebilirlik ve risk analizlerinin yapılması, yerel iklim eylem planlarının, tüm şehir sektörlerini içerecek biçimde hazırlanması, kompakt şehirleşmeye ve yeşil ulaşım modlarına, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına geçiş yapılması, yeşil tedarik zinciri sistemlerinin oluşturulması, yeşil dönüşümün sağlanması, iklim eylemleri için finansman olanaklarının ve yatırımların geliştirilmesi, etkin su yönetimi kapsamında sünger şehir yaklaşımının benimsenmesi, doğa temelli çözümler ve yeşil altyapılara geçiş yapılması ve tüm bu konularda Ar-Ge çalışmalarının ve yeniliklerin geliştirilmesi önemli çözüm yöntemleri olarak uygulanmaktadır [3]. İklim eylemini korumaya yönelik uygulanan bu devlet politikaları ne yazık ki yetersiz kalmaktadır. Kişisel olarak her birey üstüne düşen görevi üstlenmeli ve olabildiğince sürdürülebilir kaynaklar ile ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Şehirleşmenin getirdiği ulaşım, beslenme ve barınma gibi ihtiyaçlar karşılanırken bu durumun önemi göz ardı edilmemelidir.

İnsanlar bir yandan iklim değişikliğine kaynaklık eden en önemli faktör rolünü üstlenmişken, bir yandan da bu değişiklikten en çok etkilenen kesim olarak göze çarpar. Sosyoekonomik açıdan iklim değişikliğinin insan yaşamına etkisine bakacak olursak, çölleşme, deniz seviyesinin yükselmesi ve karasal alanlarda yaşanan diğer bozulmalar insanların bulundukları bölgelerdeki geçimlerini etkilemesinin yanı sıra, doğal kaynak krizlerinin neden olduğu çatışma ve şiddetten kaçmalarını ve şehirlere göç etmelerini hızlandırmaktadır. Bu ise şehirlerde hâlihazırda var olan yoksulluk, eşitsizlik ve informel sektörlerde çalışma oranını artırırken, diğer yandan da nüfus artışıyla beraber şehirsel yayılımı, yasal olmayan yerleşim alanlarını, enerji ve kaynak tüketiminde ve şehirsel altyapı ve servislere ilişkin taleplerde artışları da beraberinde getirmektedir.
Durum böyleyken insanlığın bu gidişata bir dur demesi gerekiyor. 2030 yılına kadar düzeltilmesi için belirlediği 17 amaçtan 13.sü olan “İklim Eylemi” konusunda Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ nın bizlere sunduğu çözüm önerileri ise şu şekildedir:

- 13.1. İklimle ilgili tehlikelere ve doğal afetlere karşı dayanıklılığın ve uyum kapasitesinin bütün ülkelerde güçlendirilmesi.

- 13.2. İklim değişikliğiyle ilgili önlemlerin ulusal politikalara, stratejilere ve planlara entegre edilmesi.

- 13.3. İklim değişikliği azaltım, iklim değişikliğine uyum, etkinin azaltılması ve erken uyarı konularında eğitimin, farkındalık yaratmanın ve insani ve kurumsal kapasitenin geliştirilmesi.

- 13.a Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne taraf olan gelişmiş ülkeler tarafından üstlenilen, anlamlı azaltım eylemleri ve uygulamada şeffaflık bağlamında, gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçlarını ele almak için 2020’ye kadar yıllık 100 milyar doların ortaklaşa seferber edilmesi taahhüdünün uygulanması ve Yeşil İklim Fonu’nun sermayelendirme yoluyla olabildiğince kısa sürede tam olarak faaliyete geçirilmesi.

- 13.b. Kadınlara, gençlere, yerel topluluklara ve dışlanmış gruplara odaklanarak en az gelişmiş ülkelerde ve gelişmekte olan küçük ada devletlerinde iklim değişikliğiyle ilgili etkili planlama ve yönetim kapasitesini artıracak mekanizmaların desteklenmesi.
Kaynaklar:
- Türkeş M., (2008), Küresel iklim değişikliği nedir? Temel kavramlar, nedenleri, gözlenen ve öngörülen değişiklikler, İklim Değişikliği ve Çevre, 1, 26-37;K__resel iklim de__i__ikli__i nedir_ Temel kavramlar, nedenleri, g__zlenen ve __ng__r__len de__i__iklikler[#450247]-518059.PDF
- Ankara Üniversitesi Çevrebilimleri Dergisi 4(2), 1-32 (2012), Murat TÜRKEŞ, İstatistik Bölümü Bağlantılı Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Türkiye’de Gözlenen ve Öngörülen Đklim Değişikliği, Kuraklık ve Çölleşme,observed and projected climate change in Turkey.pdf
- İklim değişikliğine uyum sürecinde Türkiye’de yerel yönetimlerin benimsediği stratejiler ve yaptığı çalışmalar, İstanbul İklim Değişikliği Eylem Planı ve Ek Raporları:https://www.iklimhaber.org/iklim-degisikligine-uyum-zamani-turkiyede-yerel-yonetimler-hazir-mi-2-bolum/
- Doç. Dr., Daire Başkanı V., Çiğdem Tuğaç, İklim Değişikliğine Uyum ve Yerel Politikalar Dairesi Başkanlığı, İklim Değişikliği Başkanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı:__KL__M DE________KL______ KR__Z__ VE __EH__RLER[#1102221]-2369220.pdf
- © 2022 Kuresel Amaçlar |UNDP Türkiye:13_Iklim_Eylemi.pdf
Denetleyen: Meryem Melisa KAR