İlkel Çorba Teorisi, canlı yaşamının nasıl ortaya çıktığını ve evrimin nasıl başladığını açıklamaya çalışan bir teoridir. Bu teoriye göre, soğumaya başlamış dünyanın yağmurları okyanusları oluşturur ve bu evredeki dünyanın atmosferi günümüzden oldukça farklıdır. Oparin, bu farkların ve diğer etkenlerin canlı yaşamının başlamasında etkili olduğunu düşünmüştür. Atmosferin yapısının ve elektriksel kaynaklarının, bazı organik moleküllerinin oluşmasını sağladığı düşünülmektedir. Teoriye göre, bu organik bileşikler hücre zarı benzeri, içine besin alabilen bir yapının içerisinde toplanmış şekilde bulunurlar. Bu yapı, zamanla içindekiler sebebiyle genişler ve parçalanmamak amacıyla bölünür. Bu bölünme zamanla organize bir hale gelir. Bu organize bölünme ile oluşan kümeler, zamanla metabolizma benzeri yapılar geliştirerek hücrelerin oluşumunun kökünü atarlar [1].
Erken dünya atmosferinden hidrojenin kaçması sonucu başka kimyasallar yaşamın başlaması için doğru oranlara gelmiştir. Bu kimyasalların yıldırım ve korona deşarjı gibi güçlü ve sürekli enerji kaynakları sayesinde organik bileşikleri oluşturdukları düşünülmektedir. Enerji kaynağı olabilecek şeyler arasında radyoaktif maddeler ve volkanik enerji de vardır. Ancak güçlü ve sürekli bir akım olması gerektiği fikri, bunların ana kaynak olarak değerlendirilmesini önlemiştir [2][3].
Oparin’in bu hipotezine dayanak olarak Miller-Urey Deneyi yapılmıştır. Bu deneyde, su buharı dönemin atmosferine benzemesi amaçlanarak belli moleküllere maruz bırakılmıştır.Ardından enerji kaynağı olduğu düşünülen yıldırım ve korona deşarjı etkisini verebilmek amacıyla elektrik verilmiş ve sonrasında buhar soğutularak sıvı hale getirilmiştir. İçeriğinin incelenmesinin ardından organik bileşenlerin oluştuğu gözlemlenmiştir [4].
Bu deneye yönelik eleştiriler, erken dönem dünyanın atmosferik yapısının içeriğini ne kadar taklit edebildiklerine yöneliktir. Deney, ilerleyen dönemlerde tekrarlanmış ve erken dünya atmosferinin daha detaylandırılmış bir versiyonu oluşturulmuştur. Sonuç incelendiğinde, önceki deneye benzer olduğu gözlemlenmiştir [5].
Dünyaya düşen meteorlar incelendiğinde, Miller-Urey deneyinde ortaya çıkan bazı amino asitler bulunmuştur. Ayrıca meteordaki amino asitler incelendiğinde, dünyada bulunmayan bazı amino asitler de tespit edilmiştir. Bunun sebebi, amino asitlerin oluştuğu dönemin üzerinden geçen zaman nedeniyle, bazı amino asitlerin bir kısmının yok olmuş olabileceği düşüncesidir [6].
Meteorların organik madde analizleri sonucunda bulunan amino asitlerden dünyada olmayanlar, başka güneş sistemlerinde de organik bileşiklerin ortaya çıkabileceğini göstermiştir. Bunun sayesinde amino asit türlerinin öncesinde bilinenden daha fazla olduğu görülmüştür [7].
KAYNAKÇA


