Yaratıcılık, problem çözme, karar verme, planlama, yargılama, davranış esnekliği gibi bilişsel işlevlerin sorumluluğunu frontal lob yürütmektedir. Ayrıca frontal lob, ahlaki davranışların düşünme merkezidir ve liderlik özellikleri gibi davranışların da düzenlenmesini sağlar. Yani frontal lob insanı insan yapan özelliklerden sorumlu beyin bölgesidir.
Frontal lobun hasar görmesi Frontal Lob Sendromu (FLS) olarak adlandırılır. FLS, davranışları normal olan bireylerin kişilik yapılarında ve davranışlarında olumsuz değişimler meydana gelmesidir. Frontal lobun hasar görmesi sonucunda tepkisizlik, umursamazlık, sorumsuzluk, davranış bozukluğu, başkalarını dikkate almama, toplumsal uyumsuzluk, dürtü kontrol bozukluğu gibi rahatsızlıklar görülmektedir. Frontal lobun duygusal fonksiyonlarla ilişkisi Phineas Gage vakasında ortaya konmuştur [1].
ABD’nin Vermont eyaletinde bir demir yolunda çalışan Phineas Gage, kayaların patlatılması işinde çalışıyordu. Önce patlatılmak istenen kayaları deliyor sonra elindeki yaklaşık 6.5 kg, 110 cm ve bir ucu sivri olan demir bir çubuk yardımıyla deliklere barut, kum ve fitil yerleştiriyor sonra da patlatıyordu. Bir gün Gage yine barutları yerleştirirken, barut ani bir şekilde ateşlendi ve barutun patlamasıyla fırlayan demir çubuk, deliğin üzerine eğilmiş olan Gage’in sol elmacık kemiğinin altından girip sol gözünden geçerek kafatasını delmiş ve havada uçup 10 metre ileriye düşmüştür. Gage darbenin etkisiyle yere düşmüş fakat hala hayattaydı. Patlamanın sesini duyan diğer işçiler Gage’nin yanına geldiğinde onu bilinci açık bir şekilde otururken buldular. İşçiler Gage’i kasabanın doktoruna götürmek üzere at arabasına bindirdiler (Bazı kaynaklarda at arabasını Gage’in kendisi kullandığı söylenir). Doktor Harlow, yarayı temizledi, kafatasındaki kırık kemikleri normal konumuna getirerek bantladı. Frontal lobunun parçalanması ve sol gözünün kör olması dışında fiziksel bir rahatsızlığı olmadığı rapor edilmiştir. Gage dokunuyor, duyuyor, ellerini ustalıkla kullanmaya devam ediyordu. Dil ve konuşma becerilerinde de fark edilir bir aksama yoktu. Kazadan 2.5 ay sonra Gage iyileşerek işine tekrar başladı. Fakat zaman geçtikçe çevresindeki insanlar kişiliğinin değiştiğini fark ediyorlardı [1,2].
Phineas Gage’i tedavi eden Dr. Harlow’un bulguları Boston Medical and Surgical Journal’ın Editöre Mektuplar kısmında şöyle yayınlamıştır: “Fiziksel olarak sağlıklı, baş ağrısı çekmiyor ama tanımlayamadığı garip bir şeyler hissettiğini söylüyor. Kazadan önce onu en üretken ve çalışkan işçi olarak gören patronu, Gage’e eski işini verdikten kısa bir süre sonra kişiliğindeki değişmeden dolayı onu işten çıkarmış. Sanki insani özellikleri ile hayvani özellikleri arasındaki denge ortadan kalkmış gibi. Düzensiz, saygısız, söz dinlemeyen, arada birçok kötü küfreden (kazadan önce hiç görülmemiş bir durum), birlikte çalıştığı diğer işçilere karşı saygısız ve uyumsuz, isteklerine ters düştüğü zaman kısıtlama veya önerilere karşı sabırsız, bazen inatçılıkta ısrarlı, ama kaprisli, keyfince davranan, kararsız, yapmak istedikleri için hazırlık yapmak yerine onları unutup yapabildiklerine yönelen biri. Zihinsel kapasite ve ortaya koyduklarına bakıldığında bir çocuk seviyesinde ama hayvansı duyguları yetişkin düzeyinde. Okumamış olmasına rağmen kazadan önce onu tanıyanların imrendiği, enerjik, başarılı bir profesyonel, planlarını gerçekleştirmede ısrarlı biriyken kazadan sonra kişiliğindeki değişimden dolayı arkadaşları ve yakınları ona artık Gage gözüyle bakmıyorlar.” Hayatı gittikçe bozulan Gage kazadan 12 yıl sonra San Francisco’da geçirdiği epilepsi krizi sonrasında hayatını kaybetti. Phineas Gage hayatını kaybettikten sonra Dr. Harlow Gage’in ailesinden onay alarak Gage’in kafatasını ve demir çubuğu almıştır. Bunlar günümüzde Harvard Üniversitesi’nin Warren Anatomi Müzesi’nde sergilenmektedir [1].
Gage vakası üzerine yapılan çalışmalar; beynin nörofizyolojik yapısının anlaşılmasına, kaza sonrası yaşanan kafa travmasıyla oluşan psikonörolojik hastalıklar ve günümüzde genetikle ilişkilendirilen kişilik bozukluklarına sebep olan nörolojik hastalıklarla ilgili teşhis ve tedavi yöntemlerine ışık tutmaktadır.
Kaynaklar:
- Üngüren, E. (2015). Beynin nöroanatomik ve nörokimsayal yapısının kişilik ve davranış üzerindeki etkisi. Uluslararası Alanya İşletme Fakültesi Dergisi, 7(1). Sayfa 198,200 https://dergipark.org.tr/en/pub/uaifd/issue/21602/232018 (alınma tarihi: 27.01.2024)
- Karaçağ, B. (2010). Beyin ve kişilik. TÜBİTAK Bilim Ve Teknik Dergi, Şubat, 70-70. Sayfa 70,73
Denetleyen:Beril Gürel