İnsanların “Su yok, kuraklık geliyor, barajlarda su kalmadı diyorlardı e barajlar dolmuş işte…” gibi cümleler kurduğunu duyuyorum. Birkaç hafta yağmur yağdı, barajlardaki su miktarı artmaya başladı diye tüm su sorunumuz çözüldü mü? Peki, bu kadar kolay çözülebilir mi?
Dünyamız %70’i sularla kaplı bir gezegen ama toplam suyun yalnızca %2,5’ i tatlı su [9]. İnsanların erişebileceği su miktarı ise dünya üzerindeki toplam suyun yalnızca %1’i kadar. Ülkemiz de zannettiğimiz gibi su zengini bir ülke değil. Ülkemizde kişi başına düşen kullanılabilir yıllık su miktarı 2000 yılında 1.652 m3 iken 2009 yılında 1.554 m3 ve 2020 yılında ise 1.364 m3 olmuştur [2]. Kişi başına kullanılabilir su miktarına bakıldığında Falkenmark Göstergesine göre ülkemiz su stresi yaşayan ülkeler arasında yer almaktadır. Türkiye nüfusunun 2030 yılında 100 milyona ulaşacağı ve kişi başına düşen su miktarının ise 1.120 m3’e gerileyeceği öngörülmektedir [9]. Bu da ülkemizin su fakiri bir ülke olma yolunda ilerlediğini göstermekte.
Türkiye’de kişi başına düşen su miktarı 216 litre iken kişi başı günlük su tüketimi –sanal su kullanımı da göz önüne alındığında- 5426 litreye kadar çıkmakta [9]. Sanal (virtual) su, tarımsal, endüstriyel bir ürünün veya servisin üretim sürecinde gereksinim duyulan temiz su olarak tanımlanır ve “gömülü su” veya “dış kaynaklı su” olarak da adlandırılır [3]. Örneğin yediğimiz bir hamburgerde 2400 litre, içtiğimiz bir bardak kahvede 130 litre ve giydiğimiz bir pamukluklu tişörtte ise 2500 litre su saklıdır [9]. Sanal su kavramıyla yakından ilişkili başka bir kavram ise su ayak izidir. Su ayak izi; bir kişi, sektör veya ülkenin, üretim süreçlerinde kullandığı toplam su hacmini tanımlamaktadır [1]. Sanal su bir ürünün içinde saklı olan suyun miktarını ifade ederken su ayak izi kullanılan suyun türünü ve nerede kullanıldığını da gösterir.

İklim değişiklikleri, küresel ısınma, dünya nüfusu ve kentleşme oranı ile su kullanımının artması, su kaynaklarının tehlike oluşturacak seviyede kirletilmesi, hatalı uygulanan su politikaları su kıtlığına yol açan sebeplerdir [5].
Ülkemiz 25 su havzasından oluşmaktadır [2]. Doğa ve milli parklar genel müdürlüğü tarafından yapılan çalışmalar sonucunda ülkemizde tespit edilen 320 doğal göl vardır [2]. Ancak Dr. Erol Kesici’nin hazırladığı rapora göre son altmış yılda yetmişe yakın doğal gölün kuruduğu belirtilmiştir [4]. Su kaynaklarımız bize ne kadar çok gözükse de gün be gün kaynaklarımızı tüketiyoruz. Suyu her tükettiğimizde kaynaklarımızın aslında sonlu olduğunu aklımıza getirmeliyiz. Artık öyle bir noktadayız ki suyu her israf ettiğimizde kuraklığa bir adım daha yaklaşıyoruz. Artan su tüketiminin yanı sıra iklim değişikliklerinin de etkisi ile birlikte günümüzde dikkate almamız gereken en önemli çevre sorunlarından biri kuraklıktır.
Kuraklık, yeryüzündeki çeşitli sistemlerce kullanılan doğal su varlığının, belirli bir zaman süresince ve bölgesel ölçekte uzun süreli ortalamanın ya da normalin altında gerçekleşmesi sonucunda oluşan su açığı olarak tanımlanır [7]. Birleşmiş Milletler Çölleşme İle Mücadele Sözleşmesi’ne göre ise kuraklık, yağışların kaydedilen normal düzeylerin önemli ölçüde altına düşmesi sonucu arazi ve kaynak üretim sistemlerini olumsuz olarak etkileyen ve ciddi hidrolojik dengesizliklere yol açan doğal olay olarak ifade edilir [8].
Ne yapabiliriz? Su kaynaklarımızı korumak, daha yaşanılabilir bir dünya bırakmak için neler yapabiliriz? Kulağa basit gelen ama önemli miktarlarda suyu korumamızı sağlayan yöntemler var.
- Musluğu Açık Vırakmamak: Sebzeleri elde yıkamak yerine su dolu bir kapta yıkayarak dört kişilik bir aile yılda ortalama 18 ton su kurtarabilir [6].
- Daha Kısa Sürede Duş Almak: 5 dakikalık bir duş süresinde yaklaşık 60 litre su harcanır. Dört kişilik bir ailenin her bir ferdinin duş süresini 1 dakika azaltmasıyla yıllık ortalama 18 ton su kurtarılabilir [6].
- Bulaşıkları Elde Değil Makinede Yıkamak: Dört kişilik bir ailenin günlük bulaşığını elde yıkamak ortalama 84-126 litre su harcamak demektir. Bulaşık makinesi ise aynı bulaşığı 12 litre su ile yıkar. Bu da yılda ortalama 26-40 ton suyu kurtarmak demektir [6].
- Çamaşır Makinesini Ekonomik Kullanmak: Bir çamaşır makinesi tek bir çalıştırmada 176 litre su harcar. Çamaşır makinesini haftada bir kere bile az çalıştırarak yılda 9 ton suyu kurtarabiliriz [6].
Suyu korumak için sadece idareli kullanmak yetmez aynı zamanda kirletmemeliyiz. Atık yağları lavaboya veya çöpe dökmek yerine toplama noktalarına vermek ya da belediyelerin gösterdiği yerlere atmak, atık pillerin özel toplama yerlerine atılması, kullanılmayan ilaçların atık ilaç noktalarına teslim edilmesi, kullanılan temizlik ürünlerinin suda biyolojik olarak çözünebilen ürünler olarak tercih edilmesi, plastik kullanımının azaltılması hem suyu hem de toprağı korumak için aslında önemli adımlardır.
Korumak zorundayız çünkü henüz başka bir Dünya keşfedilmedi.
Dünya herkesin ihtiyacına yetecek kadarını sağlar, fakat herkesin hırsına yetecek kadarını değil.
Mahatma Gandhi
Kaynaklar:
- Anaç, S. Özçakal, E. Mengü Pamuk, G. (2010), Sanal Su Kavramı ve Su yönetiminde Önemi
- DSİ (2021), Toprak ve Su kaynakları, Alınma Tarihi: 23/03/2021 https://www.dsi.gov.tr/Sayfa/Detay/754
- Hoekstra, A. Y. (2003), Vitual Water Trade Proocedings of The International Expert Meeting on Virtual Water Trade
- Sözcü (2020), Türkiye’de 70’e Yakın Göl Kurudu, Alınma Tarihi: 21/03/2021 https://www.sozcu.com.tr/hayatim/yasam-haberleri/turkiyede-70e-yakin-dogal-gol-kurudu/
- Şahin, B. (2016), Küresel Bir Sorun: Su kıtlığı ve Sanal Su Ticareti
- TEMA (?), Suyu korumanın 10 Basit yolu, Alınma Tarihi: 23/03/2021 https://sutema.org/gelecegin-suyu/suyu-korumanin-10-basit-yolu.23.aspx
- Türkeş, M. (2012), Türkiye’de Gözlenen ve Öngörülen İklim Değişikliği, Kuraklık ve Çölleşme
- UNCCD (2017), United States Convention to Combat Desertification
- WWF (2020), Su Döngüsünü İyileştirmek İçin: Yağmur Suyu Hasadı
Görsel Kaynak: WWF (2014), Türkiye’nin Su Ayak İzi Raporu: Su, Üretim ve Uluslar Arası Ticaret İlişkis
Denetleyen: Oğuzhan UĞUZ