Amaç 2: Açlığa Son!

Açlık, vücudun ihtiyacı olan enerjiyi karşılaması için yeme isteğinden kaynaklanan ve kişiyi oldukça sıkıntılı bir duruma sokan rahatsızlık veya acı verici bir duygu olarak tanımlanmaktadır. Açlığa son verilmek istenmesinin nedeni ise yalnızca belirtilen bu duygunun giderilmesi değil, gıda yoksunluğunu çok çeşitli sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırmaktır (Dreze ve Sen, 1989: s. 7) [1]. Sağlıklı ve çeşitli diyetlerin temelini oluşturan gıdaya erişim, hem temel haklarla -özellikle sağlık, eşitlik ve kadın haklarıyla- hem de dayanıklılıkla doğrudan bağlantılıdır. Günümüzde, her akşam, çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere yaklaşık 800 milyon insan yatağa aç giriyor ve bu sayıya 2050 yılına kadar 2 milyar insan daha eklenmesi bekleniyor[3]. Öte yandan, UNICEF 2006 raporuna göre, gelişmekte olan ülkelerde beş yaşın altında 90 milyonu aşkın çocuk gerekli vücut ağırlığının tehlikeli düzeyde altındadır. Bu da her dört çocuktan birinin sağlığının tehlikede olduğunun göstergesidir. Bu oran kırsal kesimlerde yaşayan beş yaş altı çocuklarda, kentsel kesimlerde yaşayanlara göre 2 kat daha fazladır [2]. Açlık sorunu önlenemediği takdirde diğer küresel sürdürülebilir kalkınma amaçlarını gerçekleştirmek de mümkün değildir. Bu nedenle bu amaçlar arasında “Açlığa Son” başlığı insanlık için büyük önem taşımaktadır.

 Açlık ve gıda yoksunluğuna neden olan temel sorunlardan birisi de iklim değişikliğidir. Düşük gelirli ülkeler bu değişikliğin olumsuz etkilerine karşı koymakta ve uyum sağlamakta zorlanacaktırlar. Özellikle Afrika ülkelerinde tarımsal üretim ve beslenme olanakları daha da zayıflayacaktır. Çizelge 1’de bu durum açık bir şekilde gözlemlenmektedir.

BÖLGE 1990 2020 2050 2080
         
Gelişmekte olan ülkeler 885 772 579 554
Sahra altı Afrika 138 273 359 410
Güney Amerika 54 53 40 23
Orta Doğu ve Kuzey Afrika 33 55 56 48

Çizelge 1. İklim değişikliğinin etkileri gerçekleştiğinde yetersiz beslenme ile karşı karşıya kalacak kişilerin tahmin edilen sayısı (Milyon kişi)

Kaynak: Tubiello ve Fischer (2007)

Gıda yetersizliği sorununun temeline inmek gerekirse, en başta bilinçsiz tüketim çılgınlığı olmak üzere yetersiz hasat, gıda israfı ve yaşanan savaşlar nedeniyle üretim yapılacak alanların tahribatı gibi sebepler sıralanabilir [3]. Bu temel sebeplerin minimuma indirilmesi halinde Dünya bazında gıdaya erişim ve temel ihtiyaçların karşılanması konusunda büyük bir değişim sağlanacaktır. Sağlık, çevre ve tarımın bağlantılı olduğunu kabul etmek bu sorunu çözüme kavuşturmanın ilk adımıdır. Özellikle, açlığı sona erdirmek için genel çabaya sürdürülebilir tarıma ilişkin hedefleri entegre ederek, Sıfır Açlık hedefi, endüstriyel tarımın gıda üretiminin bağlı olduğu kritik ekosistem süreçlerini tehdit ettiği konusunda gecikmiş bir kabulü yansıtmaktadır (IPCC, 2013; Rockstrom ve diğerleri, 2009) [5]. Son 50 yılın istatistiklerine bakıldığında, dünya nüfusu ve bu nüfusa bağlı gelir seviyesi oldukça artmış durumdadır. Buna karşılık, tarım arazilerinin tahribatı ve tarımsal bölüşüm sisteminin düzensizliği nedeniyle gıda arzı ise bir o kadar azalmaktadır. Gelir kaynaklarının iyileştirilmesi ve gıdaya erişilebilmesi için sosyal korumaya, sürdürülebilir tarım uygulamalarına, kırsal ve kentsel alanlara yatırım yapılması gerekmektedir. Bu yatırımın 2030 yılına kadar yapılabilmesi ve özellikle yoksullar ve çocuklar da dâhil kırılgan durumda olan kişiler başta olmak üzere herkesin bütün yıl boyunca güvenli, besleyici ve yeterli miktarda besine erişiminin güvence altına alınması için 267 milyar ABD dolarına ihtiyaç duyulmaktadır [4]. Bu miktar oldukça fazla olmakla birlikte, dünya genelinde ülkelerin ekonomi politikaları bu tutarı karşılayacak düzeyde iyi değildir. Bu noktada, böylesine büyük bir evrensel soruna çözüm üretmek için sürdürülebilir kalkınma amaçları devreye giriyor. Bu amaçlardan ikincisi olan ‘Açlığa Son’ için Küresel Amaçların bizlere sunduğu çözüm önerileri ise şu şekilde sıralanmaktadır:

2.1. 2030’a kadar açlığın sona erdirilmesi ve özellikle yoksullar ve çocuklar da dâhil kırılgan durumda olan kişiler başta olmak üzere herkesin bütün yıl boyunca güvenli, besleyici ve yeterli miktarda besine erişiminin güvence altına alınması.

2.2. 2030’a kadar yetersiz beslenmenin tüm biçimlerinin ortadan kaldırılması (2025’e kadar, 5 yaş altı çocukların büyümelerini engelleyen unsurlar konusunda üzerinde anlaşmaya varılan uluslararası hedeflerin gerçekleştirilmesi de buna dâhildir) ve genç kızlar, hamile kadınlar, emziren anneler ve daha yaşlı insanların beslenmeyle ilgili ihtiyaçlarının ele alınması.

2.3. 2030’a kadar tarımsal verimliliğin ve özellikle kadınlar, yerli halklar, çiftçilikle uğraşan aileler, göçebe çobanlar ve balıkçılar olmak üzere küçük çaplı gıda üreticilerinin toprağa, diğer verimli kaynaklara ve girdilere, bilgiye, finansal hizmetlere, piyasalara ve değer temini ve tarım dışı istihdam olanaklarına güvenli ve eşit erişiminin sağlanması aracılığıyla gelirlerinin iki katına çıkarılması.

2.4. 2030’a kadar sürdürülebilir gıda üretimi sistemlerinin güvence altına alınması ve üretimi ve üretkenliği artıran, ekosistemlerin sürdürülmesine yardımcı olan, iklim değişikliğine, aşırı hava koşullarına, kuraklığa, sellere ve diğer felaketlere uyum sağlama kapasitesini güçlendiren ve toprak kalitesini devamlı olarak artıran dayanıklı tarım uygulamalarının hayata geçirilmesi.

2.5. 2020’ye kadar tohumların, kültür bitkilerinin, çiftlik hayvanlarının ve evcilleştirilmiş hayvanların ve onların vahşi türlerinin ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeylerde etkin bir biçimde yönetilen ve çeşitlendirilen tohum ve bitki bankaları aracılığıyla genetik çeşitliliğinin sürdürülmesi ve uluslararası olarak üzerinde anlaşmaya varıldığı üzere, genetik kaynakların ve ilgili geleneksel bilginin kullanımından elde edilen kazanımlara erişimin ve bu kazanımların adil ve hakkaniyetli biçimde paylaştırılmasının desteklenmesi.

2.a. Özellikle en az gelişmiş ülkeler olmak üzere, gelişmekte olan ülkelerde tarımsal üretim kapasitesinin artırılması için geliştirilmiş uluslararası işbirliği aracılığıyla, kırsal altyapı, tarımsal araştırma ve yayım hizmetleri, teknoloji geliştirme ve bitki ve hayvan gen bankaları alanlarına yatırımın artırılması.

2.b. Tarımsal ihracat sübvansiyonlarının her türünün ve eş etkili mali yüklerle birlikte bütün ihracat önlemlerinin paralel olarak ortadan kaldırılması yoluyla, Doha Kalkınma Turu’na uygun olarak, dünya tarım piyasalarındaki ticari kısıtlamalar ve aksaklıkların düzeltilmesi ve önlenmesi.

2.c. Gıda hammadde piyasalarının ve türevlerinin etkin bir biçimde işlemelerini sağlamak için önlemler alınması ve gıda fiyatlarındaki aşırı değişkenliği sınırlandırmaya yardımcı olmak için gıda rezervleriyle ilgili bilgileri de kapsayan piyasa bilgilerine zamanında erişimin kolaylaştırılması.

Kaynaklar:

  1. İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi (2021) 3 (2): 123-128, ‘Dünya ve Türkiye’de gıda israfı ve kaybına genel bir bakış’:https://doi.org/10.47769/izufbed.884219
  2. Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Mayıs 2018,Türkiye’de Kadın İstihdam Örüntülerinde Bölgesel Farklılıklar:https://www.researchgate.net/publication/324909252
  3. Zero Hunger Challenge, (www. zerohungerchallenge.org)-
  4. Acliga_Son.pdf
  5. Ü. ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2008, Cilt 22, Sayı 1, 63-74 (Journal of Agricultural Faculty of Uludag University),Dünya Gıda Krizi: Nedenleri ve Etkileri:D__nya G__da Krizi_ Nedenleri ve Etkileri[#174156]-154068.pdf
  6. Development pathways toward “zero hunger”, (Diaz ve Rosenberg, 2008; Foley ve diğerleri, 2011; Matson ve diğerleri, ., 1997):https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0305750X19300294

Denetleyen:Oğuzhan UĞUZ

Yorum bırakın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir